Kara Veba olarak da bilinen Kara Ölüm, insanlık tarihinde kaydedilen en ölümcül salgındır. Avrasya ve Kuzey Afrika'da 75-200 milyon kadar insanın ölümüne yol açmıştır.
Salgın, yalnızca 14. yüzyılda yaklaşık 200 milyon kişinin ölümüyle sonuçlanmıştır.
Çin ve Orta Asya'dan başlayan veba, 1347'de Kırım'da bir Ceneviz ticaret merkezini kuşatan Moğol ordusunun vebalı cesetleri mancınıkla kentin içine atmasıyla Avrupa'ya taşınmıştır.
Kara Ölüm'ün Avrupa nüfusu üzerinde büyük bir etkisi olmuş ve Avrupa'nın sosyal temellerini değiştirmiştir. Roma Katolik Kilisesi için de büyük bir darbe olan Kara Ölüm; Museviler, Müslümanlar, yabancılar ve dilenciler başta olmak üzere azınlıklara zulmedilmesine yol açmıştır.
Benzer salgın hastalıkların Avrupa'ya her yeni nesille geri döndüğü düşünülür; etkileri 1700'lü yıllara kadar devam etmiştir. Bunların arasında 1629-1631 yıllarında gerçekleşen İtalya salgını, Büyük Londra Salgını (1665-1666), Büyük Viyana Salgını (1679), Büyük Marsilya Salgını (1720-1722) ve son olarak da 1771 Moskova salgını bulunur. Salgının tanımı üzerine birçok tartışma mevcuttur ancak Avrupa'da 19. yüzyılda ortadan kalkmıştır.
14. yüzyılda bu salgına "Büyük Ölüm" dense de, daha sonraki yıllarda "Kara Ölüm" olarak tanımlanmıştır. Bunun sebebi de, genel inanca göre, bu hastalık sonucunda deri altı kanamalar yüzünden derinin siyaha dönmesidir. Aslında bu ad mecazî anlamda kullanılmış olup "kara" burada kasvetli, sıkıntılı, kederli anlamına gelir.
Tarihî kayıtlara göre bu salgında kasıklarda şişmeler (bubolar) meydana gelmekteydi. 19. yüzyılda Asya'da görülen veba hastalığında aynı belirti gözlemlendiği için 20. yy. başlarındaki araştırmacılar Kara Ölüm'ün Yersinia pestis adlı bakterinin yol açtığı, sıçan yardımıyla ve pireler tarafından taşınan aynı hastalık olduğuna hükmetmişlerdir. Ancak, bubolar başka hastalıkların da belirtisi olabildiği için Kara Ölüm'ün bir veba salgını olduğu kesinlik kazanmamıştır.
15 Ocak 2018'de yayımlanan habere göre,Oslo ve Ferrara üniversitelerinin yapmış olduğu çalışmalar sonucunda salgının hayvan değil insan kaynaklı olduğu ortaya çıkmıştır. Yersinia Pestis isimli bakterinin bir “insan parazit modeli” olduğu anlaşıldı. Oslo Üniversitesinden Prof. Nils Stenseth "Fareler tarafından bulaştırılan bakteri bu denli hızlı yayılamaz. Sonuç oldukça açık: Hastalığı yayan ve bulaştıran insan vücudundaki bitlerdi" dedi.
Hiç yorum yok: